Kültürpark’ın Kuşları
2012 yılının hemen başlarıydı, sonradan kendisinden çok şey öğrendiğim Türkiye’nin önemli doğal yaşam fotoğrafçılarından Oktay Kuşoğlu ile İzmir Kuş Cenneti’nde karşılaştım. Ben o sıralar gün batımı, gündoğumu, flamingolar gibi fotoğraflar çekiyorum, ama daha çok fotoğraf çekmeyi öğreniyorum, hoş hala öğreniyorum ya. Sohbet sırasında, bana kuşlara daha yakın olmayı deneyerek onları fotoğraflamaya yoğunlaşmamı ve bununla ilgili Türkiye’nin en önemli veri tabanına sahip olan TRAKUŞ’a üye olmamı, fotoğraflarımı orada paylaşmamı önerdi. Benim TRAKUŞ üyeliğim ve kuş fotoğrafçılığım 2012 yılının Şubat ayında böyle tesadüfi bir hikaye ile başladı. O günden beridir, başta İzmir olmak üzere hem yurtiçinde hem de yurtdışında kuş fotoğrafları çekiyorum. Ne var ki, zaman içerisinde, bu uğraşın kuş fotoğrafçılığı ile sınırlı kalamayacağını öğrendim, çünkü iyi bir kuş fotoğrafı, ekipman katkısının ötesinde, ciddi bir kuş ve coğrafya bilgisi gerektiriyordu. Bu nedenle, bir ornitolog kadar olmasa bile, türler hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya, gittiğim yerlerde gözlem yapmaya, ses dinlemeye, o sesleri türlerle çakıştırmaya daha fazla zaman harcamaya başladım. Yaptığım ilk hayırlı işlerden birisi, 2014 yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi Cernek Kuş Halkalama İstasyonu’nda, Samsun’da Kızılırmak deltasında gönüllü olarak çalışmak oldu. Orada çok şey öğrendim, bütün gün kuşlarla birlikte olmak çok güzeldi, ağlarla istasyon arasında geçen günler boyunca, bırakın arazi yapmayı, neredeyse fotoğraf bile çekemiyordum desem yeridir. İkinci hayırlı işim ise iki yıldır Türkiye Üreyen Kuş Atlası Projesi kapsamında gönüllü olarak birisi Çeşme Yarımadası’nda, diğeri ise Küçük Menderes Havzası’nda olmak üzere iki farklı coğrafyada sistematik kuş gözlemi çalışması yapmış olmamdır. Her iki işin de tüm detayları ilgili sitelerde yer alıyor, burada daha fazla ayrıntılandırmaya gerek yok. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim, kuş fotoğrafçılığında tür ve yer bilgisi, doğa ile çok daha sahici bir ilişki kurmak açısından son derece önemli.
Kuşların Avrupa-Afrika göç rotasında Türkiye’nin özel bir yeri var. Özellikle Türkiye diyagonali de denilen kuzey-batı güney-doğu güzergahı üzerinde bulunan her bir sulak alanın, her bir orman alanının ayrı bir önemi var. Bu ana rotanın yanı sıra hacimleri düşük olmakla birlikte kayda değer başka güzergahlar da var, örneğin içerisinde İzmir’in de yer aldığı biri Alaçatı-Seferihisar doğrultusunu izleyen diğeri Karaburun-Küçük Menderes havzasını izleyen iki önemli güzergah daha bulunuyor. Bu zengin geçiş ortamı İzmir’de 270 kuş türünün kayıt altına alınmış olmasını sağlamış. Türkiye’nin toplam kuş türü sayısı ise 483 olarak belirtiliyor. Hemen belirtelim, Türkiye’de kuş gözlemi ve gözlemci sayısı arttıkça tür sayısı da artacaktır. Yeri gelmişken hatırlatayım, çocuklarınıza birer dürbün verin ve onlarla birlikte kuş gözlemi yapın, onları birer gönüllü kuş gözlemcisi olarak yetiştirin ve onların mutlaka kayıt almasını önerin. Ben de yaptığım tüm gözlem kayıtlarını eBird üzerinden Cornell Lab. of Ornithology veri tabanına aktarmaya özen gösteriyorum.
Benim 2012 yılından beri yaptığım gözlemler, mikro düzeyde, bu rotalar üzerinde bulunan Gediz deltası, İnciraltı lagünü ve Çatalkaya’nın birbiriyle bağlantılı olduğunu, İzmir’in merkez kent dediğimiz asıl kentsel yığılmasının içinde bulunan tek büyük açık ve yeşil alanı olan Kültürpark’ın da bu eksenle ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle ötücülerin hareketleri izlendiğinde bile bu coğrafi ilişki rahatlıkla anlaşılıyor. Başka bir deyişle, bizlerin yeryüzünde kullandığımız güzergahların bir benzeri yukarıda var, onları kuşlar kullanıyor. Yukarıda olan bu güzergahların yerle ilişkilerini belirleyen önemli düğüm noktaları var, örneğin Kültürpark bu düğüm noktalarından birisi, bir başkası İnciraltı. Beslenme ve üreme faaliyetleri için bu düğüm noktalarının özellikle korunması gerekiyor.
Bu çalışmada, 2012 yılından beri Kültürpark içerisinde gördüğüm ve fotoğrafladığım 40 adet kuş türü bulunuyor. Ancak, belirtmekte fayda var, Kültürpark içerisinde çeşitli kuş gözlemcileri ve kuş fotoğrafçıları tarafından görülmüş ancak henüz benim görmediğim türlerin de olduğunu biliyorum, ayrıca benim de gördüğüm ama fotoğraflayamadığım türler de var, dolayısıyla ben Kültürpark’ın kuş türü sayısının 50 civarında olması gerektiğini düşünüyorum. İzmir’in tür sayısının 270 olduğu ve bunun önemli bir bölümünün su kuşları olduğu düşünülürse, Kültürpark’ın ötücü envanterinin kayda değer bir büyüklükte olduğu söylenebilir. Bu kuşların hepsinin aynı anda Kültürpark içerisinde olduklarını söylemek mümkün değil. Kimilerini ilkbahar göçünde, kimilerini ise sonbahar göçünde görebiliyoruz. Kimileri ise yerleşik, yaz kış oradalar, besleniyor ve ürüyorlar, örneğin çiğdeciler ya da yeşil papağanlar. Ağaçlara dikkatle bakılırsa, yuvalar görülecektir. Her zaman söylüyorum, burada bir kez daha söylemekte fayda var, bir ağaç bir ağaçtan daha fazla bir şey ve Kültürpark’ın sadece bizler için kullanım değeri var diyemeyiz, biz Kültürpark’ı başkaları ile paylaşıyoruz.
Fotoğrafların hepsi iyi kalitede değil, kusurları için özür diliyorum. Ben de zaman içerisinde hem daha iyi fotoğraf çekmeyi öğreniyorum, hem de kuşlara daha yakın olmanın tekniklerini geliştiriyorum. Bütün fotoğraflar kuşları doğal ortamlarında gösteriyor. Ben o doğal ortamlarda mümkün olduğu kadar farkedilmemeye özen gösteriyorum, bu nedenle Kültürpark’ın çalışanlarına da teşekkür etmek gerek, beş yıldır bana yeteri kadar katlandılar, ben de onlara fırsat buldukça kuşları anlattım. Her fotoğrafın bir açıklama bölümü var, özellikle türün tanımı ve habitatı hakkında bilgi veriyor. Bu konuda kullandığım tek kaynak ise TRAKUŞ. Keyifli seyirler.
“Bilimsel sınıflandırmada, Passeriformes (Ötücü Kuşlar) takımında, Sturnidae (Sığırcıkgiller) ailesinde yer alır. Diğer kuşlara nazaran iri yapılı olan bu sığırcık türünün yetişkin bireylerinin başı, ensesi ve göğüsten yukarısı parlak siyah; kuyrukaltı, kuyruk ucu ve kanat el örtüsü beyazdır. Gövdesi ve kanatları koyu kahverengidir. Parlak sarı renkteki gagası, bacakları, ayakları ve hemen göze çarpan çıplak göz derisi ile diğer benzer türlerden farklıdır. Yetişkin bireylerin irisleri kızıl-kahverengidir. Uçarken kanat altında beyaz, yama benzeri paneller görülür. Erkek ve dişi bireylerin dış görünüşleri aynıdır. Bu yüzden arazide gözlem esnasında cinsiyet tespiti zordur. Çiğdeciler, eşlerini kendi seçen kuş türü olarak bilinir ve bir ömür boyu birlikte yaşarlar. Açık ormanlık alanlar, tarım arazileri ve insanoğluna yakın uygun habitatlarda yaşar. Ayrıca selbasar ovalar; otlaklar; ekili alanlar ve tropikal ülkelerde çay, pamuk, şeker vb. yetiştirilen çiftlik alanlar; köy, kasaba ve şehirler; vahalar ve dağ yamaçlarındaki tepelik alanlara yakın yerlerde de görülür. Çiğdeci, aslen tropikal iklimin görüldüğü yerlere özgü bir kuş türüdür. Fakat şaşırtıcı bir şekilde diğer iklim koşullarına ve yaşam alanlarına adapte olabilme yeteneğine sahiptir”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=%C7i%F0deci)
2013 yılından beri İzmir Kültürpark’ta gözlenmektedir.
“Başı küçük ve yuvarlak, gagası küçük, bacakları ince ve siyahımsıdır. Üst tarafı soluk zeytin yeşili, alt tarafı sarımsıdır; gençlerinin alt tarafları daha sarıdır. Gözünün üzerinde açık renk bir çizgi vardır (gencinde bu çizgi daha güçlüdür). Kendine özgü ince ve beyaz göz halkası gözaltında belirgindir. Kuzey ve doğu Avrupa’daki kuşlar daha mat ve daha kahverengidir; Sibirya kuşları daha gri, göz üstleri ve alt tarafları beyazımsı, kanat çizgileri donuk ve açık renktir. Primer projeksiyonu söğütbülbülündekinden daha kısadır. Söğütbülbülüne kıyasla yeşil ve sarı tonlar daha az bulunur. Ondan en iyi sesiyle ayırt edilir. Bacakları koyu renklidir. Sıklıkla aşağı inik olan kuyruğu tanıda kolaylık sağlar. Ormanlar, tek tük ağaçlı araziler ve bahçelerde bulunur”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=%C7%FDvg%FDn)
Yeşil papağan » Rose-ringed Parakeet » Psittacula krameri
“Anavatanı Afrika, Güney Asya ve bazı Orta Doğu ülkeleri olan bu kuşlar, dünyanın diğer bölgelerinde salınarak veya kafes kaçkını olarak yerleşerek, üremeyi başarmışlardır. Erkeği ve dişisi parlak zümrüt yeşili renklerde, kanca gagaları kırmızı, uzun kuyrukları mavi-yeşil ve bacakları yeşilimsi gridir. Erkek dişiden mavimsi ensesi, siyah gıdısı ve kırmızı boyun yakalığı ile ayırd edilebilir. Gençler dişiye benzese de daha sarımsı renkde olup kuyrukları daha kısadır. Parklar, bahçeler ve tahıl tarlalarında görülürler”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Ye%FEil%20papa%F0an)
“Oldukça büyük, güçlü ve uzun kuyrukludur; hareketleri bir miktar ağır ve yavaştır. Gagası güçlüdür ve kökü belirgin bir biçimde açıktır. Bacakları oldukça güçlü ve sarı-kahverengidir. Bütün giysilerinde kın telekleri ve büyük kol örtülerinin geniş, gri-kahverengi sırtı ile kontrast yapan kızıl-kahverengi kenarları (bu özellik başka yalnızca bozkır ötleğeninde görülür) sayesinde ayrılır. Kuyruk uçları beyazdır. Erkek bireyin başı gridir, göz halkası ve boğazı beyazdır. Göğsü pembemsidir. İrisi kırmızımsı-koyu sarıdır. Diğer giysilerinin başları gri-kahverengidir, göz halkaları belirsizdir, boğazları kirli beyazdır, göğüsleri ten-beyaz renklidir ve irisleri gri-kahverengi vey sarı-kahverengidir. Çalılık alanlarda, çalı çiti olan çiftliklerde ve ormanlık alanların kenarlarında ürer”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Akgerdanl%FD%20%F6tle%F0en)
“Ökse ardıcına ve karatavuğa nazaran daha ufaktır ve daha yere eğik durur. Kuyruk ve kanat tüyleri koyu kahve rengi, boğazı ve sarıya çalan beyaz göğsündeki benekler temiz, düzgün ve ok ucu veya ters kalp şeklindedir. Göz ve gaga arası krem rengi, göz arkası ve çenede koyu renk çizgi vardır. Gaga ve ayaklar sarı kahverengidir. Saldırgan olmayan munis bir kuştur.
Dişi ve erkekler eş görünümdedirler, gençlerinin sırtı açık benekli olur. Yaprak döken çeşitli ağaçların bulunduğu ormanlar, parklar ve yoğun bitki örtüsü olan bahçeler”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=%D6ter%20ard%FD%E7)
“Turdidae familyasından güzel ötüşlü bir kuş türüdür. Üst tarafı zeytin yeşili-kahverengi, alt tarafı kirli sarı, yüzü ve kolyesi kırmızımsı-turuncudur; gittikçe açılır. Gerdanının yanları değişken şekilde mavi-gridir. Gözleri belirgin şekilde koyu renklidir. Genci ilk başlarda kırmızıdan yoksundur; koyu kahverengi üzerine kirli sarı beneklidir. Ormanlarda, ağaçlıklarda ve bahçelerde yaşarlar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=K%FDz%FDlgerdan)
“Baştankaraların en irisidir, siyah başı, beyaz parlak yanakları ve sarı karnı ile kolay tanınır. Gıdıdan kuyruk altına siyah bir şerit uzanır. Şerit erkeklerde karın bölgesinde genişler.
Gencin başlığı ve karın çizgisi kahverengiye çalar, yanakları sarıdır. Her türlü ağaçlık alanlar, ormanlar, parklar, bahçeler, fundalıklar ve makilikler. Şehir içlerinde de bahçelerde görülürler”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=B%FCy%FCk%20ba%FEtankara)
“Üreme giysisi içerisindeki erkeği siyah ve koyu gridir. Kanatlarında beyaz bir panel bulunur. Kuyruğu kızıldır. Üreme dışı giysisinde ve genç erkeği daha açık renklidir. Kanadındaki beyaz panel yaş ile beraber büyür. Dişisi ve gencinin alt tarafı gri kahverengidir. Kayalık yamaçlar, yarlar, yayla köyleri ve şehirlerde ürer. Çoğunlukla yüksek irtifada bulunur ancak kış mevsiminde deniz kıyısına kadar iner”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Kara%20k%FDz%FDlkuyruk)
“Ufak, ötücü bir kuş olan akkuyruksallayan Avrupa ve Asya’nın birçok bölgesinde ve kuzey Afrika’da yaşar. İnce, zayıf bir kuştur. Boy 18 cm dir. Siyah beyaz başı, siyah göğsü, gri sırtı ve kararkteristik uzun kuyruğuyla tanınır. Dişi biraz daha soluk renklidir. Kuyruğu siyah, kuyruk dış telekleri beyazdır. Açık alanları tercih eden böcekçil bir kuş olan Akkuyruksallayan, su kenarlarını tercih eder, suya yakın açık alanlarda avlanır. Şehir hayatına da adapte olmuş bu tür yuvasını binalardaki çatlaklara, taşların arasındaki oyuklara yapar. Doğada da benzer yarıkları ve çatlakları tercih eder. Genelde su yakınlarını tercih eder; göl, akarsu veya deniz civarında yaşar. Ancak ana besini olan böcekleri yakalamak için açık alanları tercih eder. Yuvasını binalara, binalardaki çatlaklara, taş duvarlara ve doğada buna benzer yerlere yapar. Şehre adapte olmuştur; suya yakın bölgelerde şehir merkezlerinde dahi görülebilir”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Akkuyruksallayan)
“Timaliidae familyasındandır. Gri renkli erkeğinin başlığı siyah ve küçüktür; dişisi kahverengidir ve kırmızı-kahverengi başlığı ile daha az kontrast yaratır. Başlığı (kara başlı baştankaraların aksine) gözünü çevrelemez. Kanatları ve kuyruğu sadedir. Genellikle bodur ağaçlar ve çalılıkların içinden sesi gelir. Birinci el uçma tüyü, kanat üstü örtü tüylerinden uzundur. Üçüncü ve dördüncü aynı boydadır. İkinci ve beşinci el uçma tüyleri kısadır. Nemli ve tabakalı ormanlarda park ve bahçelerde, ağaçlıklarda yuva yapar ve yaşar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Karaba%FEl%FD%20%F6tle%F0en)
“Açık alanların açık renkli, kahverengimsi, sakin ve ciddi kuşudur. Başlığı kahverengi ve hafif çizgili, gözleri büyük ve koyu renk, sırtı desensiz kahverengi, kanatları ise daha koyudur ve açık renk göz alıcı telek kenarları vardır. Alt tarafı gümüş rengi-gri-kirli sarıdan oluşur ve göğsünde belli belirsiz, bulanık çizgiler vardır. Kuyruğu desensiz ve gri-kahverengidir.
Koyu renkli gagası oldukça kalındır. Gencinin sırtı açık bej beneklidir. Açık alanların açık renkli, kahverengimsi, sakin ve ciddi kuştur. Orman kenarlarında, parklarda, bahçelerde, tenis kortlarında ve mezarlıklarda bol bol tüner”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Benekli%20sinekkapan)
“Ağaçkakangiller (Picidae) familyasına ait 22-23 cm boyunda parklar ve karışık ormanlarda yaşayan ağaçların gövdelerine tırmanmaya uyum sağlamış bir ağaçkakan türü. Erkeğin üst kısımları parlak siyah olup ensesinde kırmızı bir leke bulunur. Yüzü ve boynu beyazdır. 3 dış kuyruk tüyü üzerinde birkaç beyaz leke bulunur. Dişinin ensesinde kırmızı leke bulunmaz. Alaca ağaçkakan, orman ağaçkakanına çok benzer. Ancak gövdesinin alt tarafı,başıve boyun yanları daha beyazdır ve ayrıca boynu ve yüzü arasında siyah dikey bant olmadığı için daha açık renkli görünür. Genç orman ağaçkakanlardakine benzer olarak kıç kısmındaki tüyler pembemsidir ve böğürleri ince koyu çizgilidir. Kuyruklarının yan taraflarındaki siyah tüyler beyaz beneklidir. Genellikle, boyunlarının yan taraflarındaki siyah belirleyici bantın olmadığı veya belli belirsiz olduğu genç orman ağaçkakanlarına rastlanır ki bu tanımı zorlaştırabilir. Köylerin ya da tarım arazilerinin yanındaki seyrek ağaçlıklı alanlar, bahçeler, fundalıklar ve zeytinliklerde yaşar. Geniş yapraklı, gövdesi 25 cm’den büyük ağaçlarda kazılmış oyuklara yuvalar. Çifter nadiren eski yuvaları kullansa da genellikle üreme için yenisini oyarlar. Yuvanın ağız genişliği 5 cm civarındadır ve yerden 1,5 ila 6 metre yükseğe oyulmuştur. Aynı ağaçta sık sık birden fazla yuva görünmesinin sebebi genellikle yeni yuva oyan çiftlerin farklı ağaçlara gitmek istememesidir. Yuvayı dişi kuş yapar lafını henüz duymamışlardır. Oyma işinin büyük kısmını erkek bireyler üstlenir. 4-5 cm çapındaki giriş tünel şeklinde 10-15 cm içeri doğru gider sonra genişleyip aşağıya döner. Bu bölüm 25-40 cm yüksekliğinde ve 7-11 cm genişliğindedir. Oyarken çıkan ağaç talaşından başka ot-tüy gibi bir kaplama bulunmaz. Sürekli yeşil kalan iğne yapraklı ağaçlarda da yiyecek arar fakat yuva yapmazlar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Alaca%20a%F0a%E7kakan)
“Upupidae familyasındandır (Linnaeus, 1758). Kısa bacaklı, gagası uzun ve hafif kıvrık gagalı, uzun üçgen kuyruklu bir kuştur. Rengi pembeden açık kirli sarıya kadar değişir, ibiği daha turuncu ve uçları siyahtır. Sonbahar ve kış döneminde daha mat bej/kahverengi renkler hakimdir. Sırtı ve kanatları siyah-beyaz koyu çizgilidir. Uçarken kocaman bir güveyi andırır. Değişik ülkelerin posta pullarında 70 den fazla kez kullanılması da İbibik hakkında ilginç bir veridir. Açık kısa bitkili ve seyrek ekili alanları sever. Meyve ve Zeytin bahçeleri, açıklıklı ormanlık alanlarda da görülür. Yuvasını ağaç kovuklarında, taşların arasında oluşturduğu gibi, (insanlara çok yaklaşmayı sevmemekle beraber) yoğun yapılaşma olmayan bölgelerde çatılarda/duvarlarda bulduğu uygun deliklerde de ürediği gözlemlenmiştir”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=%DDbibik)
“Maskeli Ötleğen, Sylviidae (Ötleğengiller) familyasından Akdeniz ülkelerinde görülen bir kuş türüdür. Kuyruğu ince ve uzun, başı koyu renk, boğazı beyazdır. Erkeğinin başı siyah, boğazı parlak beyaz, gözleri kırmızımsı kahverengi, göz halkası kırmızı, gövdesi gridir. Dişisi daha kahverengidir, başı grimsi, boğazı mat beyaz, alt tarafı kum rengi kirli sarı, böğrü daha kahverengi, gözleri kırmızımsı kahverengidir . Göz halkası daha siliktir. Her iki cinsinde tersiyerleri koyu, saçakları açık renktir ve kanat örtülerinde silik izler vardır. Kuyruğu siyahımsı, yanları geniş ve beyazdır; kuyruğunu uçuş sırasında açtığı zaman ucundaki beyaz köşeler görünür. Alçak bitkiler arasında dolaşırken kur yapar ve kuyruğunu dik tutar. Alçak çalılıklar, makiler, bahçeler ve Güney Avrupa’da dağ eteklerindeki fundalıklarda, bağlarda, zeytin, meyve bahçelerinde, özellikle bodur fidanlıklarda görülür. 1200-1300 metre irtifadan daha alçak ve sıcak yerlerde yaşarlar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Maskeli%20%F6tle%F0en)
“Yazın ormanlardaki, kışın açık arazilerdeki en yaygın ve en bol ispinozdur. Beyaz kanat lekesi ile diğer ötücülerden ayrılır. Erkeğin tepesi ve ensesi gri-mavi, sırtı kestane kızılı, göğsü kirli pembe ve kuyruk sokumu yeşildir. Dişisi ve gencinin kanat lekesi daha küçüktür. Çeşitli ormanlar, korular ve fundalıklarda barınır ve ürer. Kışın diğer ispinoz türleriyle beraber açık alanlarda bulunur”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=%DDspinoz)
“Büyük başı ve kiraz çekirdeklerini kırabilecek kadar güçlü gagası iridir. Avrupa ve Türkiye’deki en büyük ispinoz türüdür. Sırtı kızıl, gagasının çevresi ve çenesi siyahtır. Gagası yazın mavimsi-gri, kışın sarıdır. Dişisi daha soluk renkli, gencinin boğazı ve göğsü sarıdır. Uçarken dalgalı uçuşu, iri başı, boyunsuz gövde kesiti, kısa kuyruğu ve kanadındaki beyazlıklarla tanınır. Yaşlı, karışık ve ibreli ormanlar, ağaç kümeleri ve eski parklarda bulunur”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Kocaba%FE)
“İri ve yeşil bir ispinozdur; gagası açık pembe, el teleklerinin kenarları, kuyruk sokumu ve kuyruk dış teleklerinin kökü sarıdır. Dişisinde yeşilin yerini grimsi kahverengi alır. Genci çizgilidir, sarı kanat paneli ile ayırt edilir. Floryaların erkekleri dişilerinden daha iri renkleri daha göz alıcıdır. Dişi ve genç kuşlar daha soluktur ve kahverengi tonlar hakimdir. Gagası kalın ve koni biçimindedir. Ötüşleri de oldukça güzel ve cıvıltılıdır. Erkeğin “kelebek” gösteri uçuşu vardır. Seyrek ormanlar, zeytin ve meyve bahçeleri, yüksek ağaçların bulunduğu bahçeler ve parklarda yaşar, kışın diğer ispinozlarla karışık sürüler oluşturur”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Florya)
“Söğüt bülbülünün ilk bilimsel tanımı Carl Nilsson Linnaeus’un Systema Naturae’sinde (1758) Motacilla (Çalıkuşu)familyasında gösterilmiş daha sonra Fredrich Boie tarafından (1826) Ötleğengiller familyasının Phylloscopus cinsinin Trochilus türü olarak değiştirilmiştir. Söğüt bülbülü ve Çıvgın birbirine çok benzeyen kuş türleridir. Kesin tanı yapılabilen iki özellik vardır; ötüşü ve kın ve el telekleri orantısı. Söğüt bülbülünde kın ve el telek örtüsü uzunlukları birbirine çok yakındır. Çıvgında ise kın telekleri el teleklerinin iki misli civarıdır.
Tanımlayıcı olmasa da genelde ayırımları aşağıdaki gibidir. Çıvgın: Kaş kısa/donuk, ayaklar koyu, kanat kısa, kuyruğunu sallar. Söğüt bülbülü: kaş uzun/belirgin, ayaklar açık kahverengi, ama koyu olanları da vardır. Kanatları uzun, kuyruğunu titretir . Phylloscopus ailesinin bu küçük üyesinin üst tarafı zeytin yeşili göğsü sarı karnı beyazımsıdır. Sonbaharda gençler taze tüyleriyle limon sarısı rengindedirler. Dikkatli bakıldığında söğütbülbülünün göz halkası olmadığı da görülebilir. Beslenirken kuyruğunu çıvgın gibi yere doğru eğmez.
Ağaçlıklar ve bilhassa sineği celbeden söğütlüklerde, huş ve akçaağaç ormanı kıyılarında, fundalık, çalılık, park ve bahçelerde görülür. Nemli, ıslak ortamları severler”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=S%F6%F0%FCtb%FClb%FCl%FC)
“Kızılsırtlı örümcekkuşu Laniidae familyasındandır. Erkeği ile dişisi farklılar gösteren bir kuştur. Erkeğin başı ve kuyruk sokumu gri, sırtı kızıldır. Gözlerinde geniş bir sürme vardır. Sürmesinin altı beyazdır. Alt tarafı uçuk pembedir. Dişinin üst tarafı kahverengi alt tarafı beyaz üzerine pul desenlidir. Kuyruğunun kızıl olduğu kayıtlar vardır. Dişinin de sürmesi vardır ama erkeğin siyah sürmesine nazaran çok daha belirsiz açık renktedir. Çalılık açık arazileri ve bu tip arazi kenarlarındaki çitlerde tünemeyi sever”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=K%FDz%FDls%FDrtl%FD%20%F6r%FCmcekku%FEu)
“Bölgesindeki en büyük ve en uzun kuyruklu kuyruksallayandır. Gövde hatları ve davranışıyla sarı kuyruksallayandan çok kuyruksallayana benzer. Üst tarafı mavimsi gri, Kuyruk sokumu sarımsı yeşil, alt tarafı sarıdır. Erkeğin boğazı siyah, alt tarafı parlak sarıdır.
Genç erkeğin boğazı siyah kırçıllıdır. Gencinin alt tarafı uçuk sarı, kuyruk altı parlak sarıdır.
Dağ kuyruksallayanı», zarif ve güzel bir Avrasya kuşudur. Genellikle suya yakın yerlerde bulunur. Tüylerinin rengine gri hâkimdir. Yaklaşık olarak 20-21 santim uzunluğundadır.
Yükseklerde hızlı akan dereler, alçak irtifada gölet bentleri ve çağlayanlarda ürer. Kışın su kenarları ve şehirlerde bulunur”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Da%F0%20kuyruksallayan%FD)
“Yetişkin erkekler, isimlerinin de belirttiği gibi tamamen siyahtırlar. Parlak sarı/yeşil bir gagaları, gözlerinin etrafında yaz ve bahar aylarında görünen temiz sarı bir halka vardır.
Yaz sonuna doğru gagaları kararmaya başlar. Dişiler kahverengi renkli olup göğüslerin uçlarına doğru koyu çizgili beneklere sahiptirler. Genç olanları daha çok annelerine benzerler fakat onların üst taraflarındaki benekler daha soluktur. Alarm sesine benzer ‘pli pli pli’ gibi yüksek ses ile flüt sesine benzer olanlar da dahil olmak üzere çeşitli haberleşme sesleri çıkarırlar. Tüyleri kara, meyve ve böceklerle beslenen ötücü kuş türüdür. Erkeği dikkat çekici derecede siyahtır (özellikle yemyeşil ormanlık alanda), gagası ve göz halkası parlak turuncu-sarıdır. Dış kanadı ve kanat altı uçuşta açık renktir. Dişisi koyu kahverengi, gagası koyu ya da sarıdır; boğazı açık renk ve çizgili, alt tarafı hafif beneklidir, ancak hiç bir zaman belirgin bir deseni yoktur. Yerdeki rengi ‘benekli’ ardıçlardan her zaman daha koyu ve mattır. Genci benzer ya da daha kızıldır, başı pas kızılı sırtı ve kanat örtüleri pas rengi-kirli sarı beneklidir. Ergen erkeği mat siyah, kanatları daha kahverengi, gagası ve göz halkası koyudur. Çok farklı çevre şartlarında yaşamaktadırlar. Parklar, bahçeler, korular da dahil olmak üzere şehir merkezlerinden dağlık bölgelere kadar her bölgede bulunurlar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Karatavuk)
“Avrasyalı bir kuş türüdür. İki kelimeli ismi Latince Corvus,”kuzgun” ve cornix, “karga” kelimelerinden türetilmiştir. Baş, boyun ve göğsün üst kısmı ile kanatlar ve kuyruk metalik parıltılı siyah, ense, sırt, göğüs ve karın gridir. Gaga ve ayaklar siyahtır. Gözdeki iris tabakası yetişkinlerde koyu kahverengi, gençlerde ise grimsi mavi renktedir. Dişi ve Erkek benzer görünümde olmasına rağmen, erkek kuş daha iridir. Diğer karga türleri gibi yılda bir kez tüy döker. Mayıs-Temmuz arasında başlayan tüy dökme işlemi Ekim ayında tamamlanır.
Dinlenme modundayken uçuşu rahat ve ağır olmakla beraber yırtıcıları yuva alanından uzaklaştıracak kadar hızlıdır. Uçuşta genellikle düz bir hattı izler. Rüzgarlı havalarda sıklıkla havada süzülür ve akrobatik performans sergiler. Üreme olgunluğuna 3 yaşında ulaşır. Yumurtadan yeni çıkan gençler ebeveynlerinden çok daha siyahtırlar. Gencinin tüyleri daha mattır ve başlangıçta ağızı kırmızıdır. Beslenme alışkanlığında diğer kargalara göre daha sosyaldir ve alanda gruplar halinde görülebilirler. Çok zeki oldukları doğadaki davranışları ve bilimsel deneylerdeki performansları ile kanıtlanmıştır. Ağaçlıklı tarım alanlarında, bahçelerde, parklarda, orman kenarlarında, bataklık ve sazlıklar civarında , dağlık yerlerde yaşar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Le%FE%20kargas%FD)
“Küçük iskete ufak, kısa gagalı ve Avrupa’da bulunan en küçük ispinozdur. Erkeğinin üstü ve göğüs yanları çizgili altı beyazımsıdır. Başı, kuyruk sokumu ve göğsü parlak sarıdır. Kaş çizgisi belirgin ve sarı renktedir. Ense, yanaklar, sırt ve kanat tüyleri yeşil sarıdır. Dişisi daha donuk renkli ve kahverengi tonlardadır. Kuyruk çatalı derin, gaga gri ve ayaklar açık kahve ten rengindedir. Gençleri sarı kahverengi tonlarda ve çok çizgilidir. Yarı açık, alçak boylu vegetasyonlu alanların böldüğü, gevşek ağaç ve çalı gruplarının bulunduğu alanlarda ürer. Sakanın aksine insanların oluşturduğu kültür arazilerine ihtiyacı vardır. Kültür takipçisi olarak, park ve bahçelerde, mezarlıklarda, istasyon ve endüstri alanlarında, meyve bahçelerinde ve üzüm bağlarında ve hatta villa bahçelerinde bulunurlar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=K%FC%E7%FCk%20iskete)
“Rengi çok koyu, gagası sivri, kafası düz, gövdesi kalın, kuyruğu kısadır, paytak paytak koşar. Kanatları uçuşta üçgen şeklinde ve sivri uçludur; sürüler uzaktan koyu füme renginde bir böcek sürüsü gibi gözükür. Erişkini siyahımsıdır, yaz giysisinde parlak yeşil ve mordur, gagası sarı, bacakları turuncudur. Kış giysisinde ‘V’ şekilli soluk telek uçları ile her tarafı beneklidir, bu benekler genellikle beyazımsı yüzü ve gıdısı ile birleşir; gövdesinin alt tarafındaki benekler koyu ve yuvarlak, kuyruk altı pul desenlidir. Kanat teleklerinin kenarları parlak kızıl-kirli sarıdır. Genci kurşunî-kahverengidir, maskesi koyu renk, gagası koyu renk ve sivridir; bazen ala sığırcıktan daha açık renkli varyantları görülebilir, ama bunlarda gövde / kanat / kuyruk sokumu arasındaki kontrast azdır. Yurdumuzda görülen âdi sığırcık (S. vulgaris ) 21 cm dir . Siyah tüyleri erguvan ve yeşil parıltılıdır. Uzun ve sivri kanatlarıyla iyi uçar. Seyrek ormanlar, seyrek ağaçlı açık araziler, tarım arazileri, zeytin bahçeleri, parklar, meyve bahçeleri, çiftlikler ve şehir merkezlerinde görülürler. Üreme dönemleri dışında tarlalar, çayırlar ve sulak alanlarda görülür”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=S%FD%F0%FDrc%FDk)
“Serçede her iki cins de siyah çizgili kahverengi bir sırta sahiptir. Erkekler ve dişiler birbirinden kolayca ayırt edilir. Erkeklerin siyah bir önlüğü, yan tarafları kestane rengi olan gri bir tacı ve beyaz yanakları vardır. Dişiler ve gençler daha esmer bir görünüme sahiptir ve erkeklerde bulunan siyah önlükleri yoktur. Çok gürültücü bir türdür. Serçe koloniler halinde yuva yapan sosyal bir türdür. Çok muntazam görünümlü olmayan yuvalarını binaların çatlak ve deliklerine, ağaç oyuklarına ve yuva kutularına yapabilirler. Zaman zaman diğer kuşların yuvalarını da işgal ederek kullandıkları olur. Üreme sezonu boyunca çok sık çiftleşirler, bu nedenle bir zamanlar yumurtaları afrodizyak olarak yüksek fiyatlarla satılmıştır. Mayıs ayından sonra 3 ile 5 adet arasında beyazımsı, lekeli yumurta yumurtlarlar. Dişi birey 14 gün boyunca kuluçkaya yatar. Yavrular yumurtadan çıktıktan sonraysa her iki ebeveyn de 15 gün boyunca yavruları besler. Her üreme mevsiminde üç yada daha fazla kez kuluçkaya yatabilirler. Sosyal yapısı özellikle büyük gruplar halinde toplandıkları kış aylarında açığa çıkar. Serçe bu dönemde yemlenme, tüneme, banyo gibi pek çok aktiviteyi gruplar halinde gerçekleştirir”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Ser%E7e)
“Ebabile çok benzer, ancak dikkatli bakıldığında daha genişçe ve basık bir kafası vardır; gövdesi bronz kahverengidir, tepesi kahverengidir, koyu renkli gözleri ile kontrast oluşturur. Boğaz lekesi beyaza yakın ve daha büyüktür. Alt tarafı daha soluk renkli ve hafif pul desenlidir. Üst taraftan ve alttan kanat iç telekleri uç teleklerinden daha açık renklidir. Kanatlar özellikle dış primerlere doğru daha genişçedir. Çok tecrübeli gözlemciler ebabilden daha geniş başı, biraz daha geniş ve yuvarlak uçlu kanatları ile ayırt eder. Ebabiller, havada en uzun kalan kuşlardır. Uzun kavisli kanatları, kısa ve genellikle çatallı kuyruğuyla çok hızlı uçmaya ve böcekleri yakalamaya uyum sağlamışlardır. Uçuşları normal kır kırlangıcına nazaran daha yavaş ve akrobatiktir. Çoğu zaman ebabiller ile beraber bulunur. Sulak alanlar, açık araziler ve yerleşimlerin üzerinden uçarak beslenir, kayalık yarlar ve yapılardaki oyuklara yuva yaparlar. Küçük yerleşimlerde bolca görülür”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Boz%20ebabil)
“En küçük karga türüdür. Erginlerde ense ve boynun yanları koyu gri, gövdenin yanları ve göğüs arduaz rengi, diğer tarafları siyahtır . Gözleri çakırdır, gaga ve ayaklar siyahtır . Yerleşme yerleri civarında ve içinde, park ve bahçelerde, tarlalarda, kayalıklarda, harabelerde yaşar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=K%FC%E7%FCk%20karga)
“Güvercinimsilerden bir kuştur. Güvercinden biraz daha küçüktür. Gövdesi açık kum rengi, gri ve kahve tonlarındadır. Kanat uçları siyahtır. Gözleri çok koyu kırmızımsıdır. Gagası ince ve koyudur, bacakları koyu pembedir. Erişkinin ensesinde siyah yarım halka vardır, (gencinde yoktur). Güvercinimsilerin fosil kayıtları 40 milyon yıl öteye uzanmakla beraber, çok daha eski kuşlar oldukları kesindir. Biraz ilkel yapılı ama oldukça özelleşmiş bir kuş takımıdır. Senede iki yumurta yumurtlarlar. Yavrular, yumurtadan çıktıktan 18 gün sonra uçarlar. Türkiye’nin yerli kuşlarından olmayan kumru 19.y.y da kafeslerde beslenmek üzere Ürdün vb.ortadoğu ülkelerinden getirilmiştir. Bazılarının doğaya bırakılması ve iklim koşullarına uyum sağlayarak üremeleri sonucu yaygınlaşmışlardır. Aslında bir kır kuşudur. İnsan yerleşimlerine sonradan uyum sağlamıştır”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Kumru)
“Kaya güvercini (Columba livia), güvercingiller (Columbidae} familyasından gagası ince ve gaga dibinde beyaz renkli minik bir leke bulunan yabani güvercin türü. Evcil çeşidinin gagası kalındır, gaga dibindeki leke büyük ve açık renklidir. Yabanıl türün rengi mavi-gridir, boynunda yeşil ve mor parlaklık vardır, ensesi koyudur. Kanadını çaprazlayan siyah renkli iki geniş bant vardır. Kuyruksokumu ve kanat altı beyazdır. Evcil olanlar ve şehir güvercinleri çok değişiktirler, genellikle çeşitli renklerde olurlar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Kaya%20g%FCvercini)
En renkli kargadır. Kanat lekeleri mavi ve beyaz, kuyruk sokumu beyaz, kuyruğu siyahtır. Uçuşta beyaz kanat paneli, kuyruk sokumu ve siyah kuyruğu ile hemen tanınır. Genellikle keskin çığlığı ile yerini belli eder. Kanatları kısa ve yuvarlaktır, uçuşta zayıf ve dalgalıdır, yerde zıplayarak ilerler. Genellikle tek başına ya da küçük gruplar halinde bulunur. İlkbahar gösterilerinde daha büyük gruplar oluşturabilir. Ormanlar, meyve ve zeytin bahçeleri, büyük parklar, bahçeler ve bazen de şehir parklarında yaşarlar ve ürerler”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Alakarga)
“Ötücü kuşlar takımının kargagiller ailesinin saksağanlar türüne ait bir kuştur. Kafası, boynu ve göğüs kısmı menekşe rengi ve parlak yeşil tüylerle kaplı parlak siyah renktedir. Karın ve omuz kısmı beyaz renkte; kanatları mor veya yeşil parlaklıklarla bezenmiş koyu siyah ve kanat primerleri beyaz renktedir. Kuyruğu yeşil veya daha farklı yanardönerli renklerle kaplı koyu siyahtır; gaga ve bacaklar tamamen siyahtır. Kuyruk sokumu ve kıçı siyahtır. Erkekler dişilere göre daha büyüktür. Genç bireylerin renkleri yetişkinlerle benzerdir ancak parlak renkler daha az gözükmektedir. Uçarken kanat çırpışı güçlü ve hızlıdır. Tarım alanları ile seyrek ağaçlı alanlar ve çalılıklarda yaşar. Erginler yılın büyük bir kısmında çiftler halinde yaşar ve geceleri sık çalılıklarda geçirir. Türkiye’de hemen hemen her türlü ortamda karşılaşılmaktadır. Başlıca habitatları ormanlar, bozkırlar, parklar ve bahçelerdir. Çöplüklerde de bolca bulunmaktadırlar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Saksa%F0an)
“Ülkemizde yerli bir kuş olup tüm sulak alanlarda ve deniz kıyılarında görülebilir. Kış mevsiminde kafasındaki tüylerin siyaha dönmesi ayrıcalığıdır. Yaşama alanları olarak deniz kıyıları, iç sular, göl, bataklıklar ve çeltik sulak alanları gibi alanlar vardır”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Karaba%FE%20mart%FD)
“Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki en yaygın ve en bol bulunan martıdır. Erişkinlerde gaga parlak sarıdır, gaga ucunda koyu kırmızı bir leke vardır. Gözü açık sarı göz içi halkası kırmızıdır, bacakları sarıdır. Kanat uçlarında siyah üzerine beyaz lekeler bulunur. Üreme dışı giysisinde başı beyaz kalır. Gencinin gagası siyah, bacakları pembe, kanat telekleri koyu renkli, kuyruğu beyaz, kuyruk bandı siyahtır. İlk kışta başı açık renkli ya da beyaz olur. İki yaşında sırtı grileşir. Gencinin kanatları koyu, kafası açık renktir. Bu tür Akdeniz ve Karadeniz kıyılarında, iç kesimlerde göl, nehir gibi su bulunan alanlarda ve çöplüklerde bulunmayı seven bir türdür. Dört yaş grubu ile değerlendirilir. Erişkin ve erişkine yakın dönemlerinde tüyleri bakımından Hazar ve Van Gölü martısına oldukça benzerdirler. Gençleri Hazar martısı , Kara Sırtlı martı ve Van gölü martısıyla oldukça karıştırılabilir. Kayalık adalar, lagünler, deltalar, şehirlerde bulunurlar. Şehir çöplüklerinde oldukça fazla sayıda görülebilirler”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=G%FCm%FC%FE%20mart%FD)
“Kuyruk, kanat ve başın üstü mavi, alın ve yanaklar beyaz, sırtı yeşil, karnı ise tümüyle sarıdır. Gencinde yanaklar beyaz değil sarıdır. Gerdanı ile gagası arasında gözü kapatan siyahımsı mavi ince bir bant bulunur. Ayrıcı gaga ile göğüs arasında siyah bir bant vardır. Heyecanlandığı zaman, ensesindeki kısa tacı kalkar. Yaprak döken ormanlarda bol olarak, ibreli ormanlarda daha az sayıda bulunur. Bunların dışında ağaçlıklar, korular, çitler, meyve ve zeytin bahçeleri, palmiyeler, parklar ve bahçelerde bulunur. Kışın sazlıklarda görülebilir”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Mavi%20ba%FEtankara)
“13.5 cm boyları ile benzerleri akgerdanlı ötleğenlerden daha küçüktür. Erkek ve dişisi neredeyse aynı görünümde olan bu türün tepe ve sırtı gri, yanakları ve göz maskesi siyah, gerdan karın ve kuyruk altı beyazdır. Akgerdanlı ötleğenin parlak kestane rengi kanat renkleri bu türde koyu gri kahverengi; sırtı da daha koyu gridir. Boyu biraz daha küçük, kuyruğu daha kısa ve başları daha koyu renktedir. Bu durum baş ve beyaz gerdanıyla belirgin bir kontrast oluşturur. Dişilerde renkler biraz daha açıktır. Açık ve ekili alanlarda yuva yapmağa elverişli çalılıkların ve ağaçların olduğu bölgelerde yaşarlar. Orman kenarları, parklar ve bahçelerde bu türün rastlanabileceği mekanlardır”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=K%FC%E7%FCk%20akgerdanl%FD%20%F6tle%F0en)
“Bilimsel adı Cardueluis spinus olan Karabaşlı İskete, Carduelidae familyasındandır. Erkeği açık sarı-yeşil, sırtı hafif çizgili, başlığı ve gıdısı siyah, yüzü ve göğsü parlak yeşilimsi-sarı, karnı beyazdır ve siyah ince çizgiler vardır. Siyah kanatlarında geniş ve sarı bir bant vardır. Kuyruk sokumu sarı, kuyruğu siyah, kuyruk yan panelleri sarıdır. Gagası açık renk, oldukça sivri ve üçgen biçimindedir. Dişisi daha gridir, sarısı azdır, alt tarafı mat, kanatları siyahtır ve kanat çizgisi daha dar, daha açık sarıdır. Genci gri, koyu çizgilidir, kanat çizgisi dardır. Saka kuşları gibi karışık ve sık ormanları yuva yapmak için tercih eder. Kış aylarında ise ağaçlık bölgelerde ve sık ormanlıklarda rahatlıkla görülebilen bir türdür”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Karaba%FEl%FD%20iskete)
“Saka kuşu (carduelis carduelis, european goldfinch eng.) ispinozgiller familyasından taneci, ötücü bir kuş türüdür. En iyi bilinen ötücü kuşlardandır. Yüzün ön kısmında kırmızı renkli maske, kanat teleklerinin yanlarındaki sarı kahve tonlarında tüylerle bezenmiştir, kanat telekleri siyah ve üstünde beyaz benekler mevcuttur, kuyruk yine siyah ve uç kısmında 4-6 adet beyaz benek(badem)bulunur, karın altı beyazdır, renk ana hatları ile böyle olmakla beraber mevsim cins ve beslenme rejimine göre değişiklik gösterebilir. Gencinin başı ve sırtı gri üzerine çizgilidir. Erkek ve dişisi ilk bakışta aynı görünür. Ancak erkeğin başındaki kırmızı renk daha geniş bir alana dağılır ve gözlerin arkasına kadar uzanır. Erkekler dişilerden hafifçe daha büyüktür ve gagaları daha sivridir. Dişilerin kanatları ve butları daha kahverengidir ve kanatlarında ki sarı işaretler daha soluk ve daha dardır. Her iki cinste öter ancak erkeklerin şarkısı daha uzun ve güzeldir. Kesin bir yol ise kanadın dış bölgesinin erkekte siyah dişide kahverengi olması ile ayırım yapılır. Kara başlı isketenin gencinden kuyruğunda sarının olmamasıyla ayrılır. Uçuşu hareketli ve dalgalıdır. Otsu bitkilerin zengin olduğu ağaçlık alanlar, bozkırlar, orman açıklıkları, fundalıklar, makilikler, Sibirya stepleri, dikenlik açık alanlar, akarsu başları, bahçeler ve köylerde yaşar. Şehir yaşamına da uyum sağlayanlar mevcuttur”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Saka)
“Passeridae (Serçegiller) familyasından bir kuş türüdür. Dişi ve erkek birbirine çok benzer. Erginlerde kafası ve ensesi kestane/kahverengidir. Baş ve boyun yanları beyazdır. Beyaz yanaklarındaki belirgin siyah beneği ve beyaz tasmasıyla kolayca tanımlanabilir. Yanağındaki siyah benek ile Serçe’den kolaylıkla ayırt edilebilir. Karın beyazımsı gridir. Gaga siyah, ayakları kahverengidir. Açık tarım arazilerine yakın ağaçlık ve çalılıklarda yaşarlar. Büyük bahçelerde, parklar ve kentsel alanlara yakın yerlerde yaşar”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=A%F0a%E7%20ser%E7esi)
“İlk bakışta kızılbaşlı örümcekkuşuna benzer. Tepesi ve ensesi siyah, alnı ve kaşı beyaz, böğrü kızıl, kuyruk sokumu siyahtır. Dişisi daha soluk renklidir. Genci, kızılbaşlı örümcekkuşunun gencine çok benzer. Kuyruğu daha dar ve uzun, gövdesi daha gridir. Çalılık, fundalık, makilik alanlarda, ormanların içindeki açık alanlarda görülür. Diğer örümcekkuşlarından daha kapalı ve nemli yerlerde bulunur”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Maskeli%20%F6r%FCmcekku%FEu)
“Dik duruşlu, uzun kuyruklu ve uzun kanatlı bir örümcek kuşudur. Açık gri, siyah ve beyaz renklidir. Alnında boydan boya uzanan geniş ve siyah bir maske vardır, kanat lekesi büyük ve beyazdır. Alt tarafı parlak pembedir. Ergeninin üst tarafı çizgili, alnı gridir ve gagasından gözünün gerisine dek uzanan bir maskesi vardır. Gagası kalındır. Kanat uçları kuyruk dibine kadar uzanır. Tarımsal arazi ve alçak fundalıklar asıl habitatını oluşturmaktadır”.
(Kaynak: http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl17@d&tur=Karaal%FDnl%FD%20%F6r%FCmcekku%FEu)